CHP Genel Başkanı Özgür Özel, “Bu bütçe Cumhuriyet’in ilk çeyreğini kalkındıran, zenginleştiren, milli ekonomiyi güçlendiren bütçeleri örnek almak yerine, son 20 yıldaki yoksullaştıran, işsizleştiren, emeği ucuz iş gücü haline getiren, gelir adaletsizliğini büyüten, enflasyonla mücadele yeterliliği göstermeyen bütçelerin bir tekrarı.” dedi.
TBMM Genel Kurulunda 2024 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2022 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi’nin tümü üzerinde konuşan Özel, parlamentoda 335 milletvekilinin ilk kez bütçe yapmanın heyecanını yaşadığını, 265 milletvekiliyle 5 kez bütçe tartıştıklarını söyledi.
Özel, parlamento ile bütçe, Meclis’te yer almak ile bütçe hakkı, egemenliğin kullanılmasıyla da bütçe hakkının kullanımı arasında varoluşsal bir ilişki olduğunu ifade ederek, bunların birbirinden ayrılamayacağını belirtti.
“Biz İkinci Meşrutiyet için canını ortaya koyanların yoluyuz”
Bütçe hakkının giderleri belirleme açısından son derece önemli olduğunu vurgulayan Özel, “Giderleri belirleyeceğiz, onaylayacağız, denetleyeceğiz, gelirlere karar vereceğiz. Bütçe hakkı, devletin vergileri toplayan sağ eliyle, hizmeti yapan şefkatli sol elinin dengesinin kurulmasıdır. Hep beraber iki hafta boyunca bu dengeyi konuşacağız. Bunun üzerinde tartışacağız.” diye konuştu.
Özel, partisinin Anayasa’yı ve Meclis’i gösteren yolu savunduğunu kaydederek, “Biz İkinci Meşrutiyet için canını ortaya koyanların yoluyuz. Diğer yol Damat Ferit hükümetinin yoludur. Biz, Sevr’i yırtıp atan, Lozan’ı yapanların yoluyuz. Diğer yol Sevr’e imza atanların yoludur. Bizim yolumuz meşrutiyetler ilan eder, meclisler kurar, tek adamın yetkilerini millete, Meclis’e verir. Diğer yol, 16 Nisan rejime kast eden anayasa değişikliği ile bu Meclis’in elinden sözlü soruyu, gensoruyu, güvenoyunu alan, Meclis’in yetkilerini saraya devreden yoldur.” ifadelerini kullandı.
Cumhuriyet’in ilk bütçelerini Cumhuriyet Halk Partisinin yaptığını anımsatan Özel, Cumhuriyet’in kurucu kadrolarının, devleti gerçek anlamda güçlendirmenin en temel yolunun toplumun refahını yükseltmek olduğunu iyi bildiğini dile getirdi.
AK Parti’nin ” Türkiye’yi dünyanın ilk 10 ekonomisi arasına sokma” hedefi koyduğunu anlatan Özel, “Bu bütçe Cumhuriyet’in ilk çeyreğini kalkındıran, zenginleştiren, milli ekonomiyi güçlendiren bütçeleri örnek almak yerine, son 20 yıldaki yoksullaştıran, işsizleştiren, emeği ucuz iş gücü haline getiren, gelir adaletsizliğini büyüten, enflasyonla mücadele yeterliliği göstermeyen bütçelerin bir tekrarı.” dedi.
Özel, 2023 yılı için 25 bin dolar olarak ortaya konulan kişi başı gayri safi milli hasılanın geçen yıl 10 bin 616 dolar olarak gerçekleştiğini ve hedefin yarısının bile gerçekleştirilemediğini söyledi.
İhracat hedeflerine de ulaşılamadığını belirten Özel, “2023 yılının ekonomik büyüklüğü 2 trilyon dolar olarak ifade edilmişti. Bugün bu rakamın yarısı noktasındayız. 10 yıl önce konulan 2023 hedefleri bugün 2053’e hatta belki 2071 yılına referans gösterilecek kadar kendinden ümidi kesmiş bir iktidar ile karşı karşıyayız.” diye konuştu.
Özgür Özel, bütçenin vergi politikaları ve vergi adaleti tarafı olduğuna da işaret ederek, şöyle devam etti:
“Kamu hizmetlerinde harcanmak üzere devletin genel ya da yerel yönetimler eliyle doğrudan ya da dolaylı olarak topladığı tüm gelirlere vergi diyoruz. 6 Şubat’ta yaşadığımız depremin genel olarak kabul gören bir hesaba göre bize toplam maliyeti 120 milyar dolar. Bu önemli bir yıkım. Bu yıkımın altından kalkmak için motorlu taşıtlar vergisi ikinci kez alındı. Tüm ürünlerin KDV’leri en az iki puan artırıldı. Birçok harç yükseltildi. Geçen hafta ise KDV iadelerini belirleme yetkisi yürütmenin başına devredildi. KDV iadesinin kime yapılıp yapılmayacağına bir partinin genel başkanı karar verecek. Hem sistemin çarpıklığı hem anayasaya aykırılık bir araya geldiğinde bir partinin genel başkanına birinin cebine para koyma, birinin cebine para koymama yetkisinin verildiği bir tuhaf durumla karşı karşıyayız.”
(Sürecek)